Geçtiğimiz gün Katar'a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar gazetesi The Peninsula'ya verdiği röportajda dünya ülkelerine uyarıda bulundu ve vatandaşların haklarının yok sayıldığı hiçbir çözümü "çözüm" olarak nitelendirmeyecekleri vurgusunu yaparak kararlı duruşunu gösterdi. Erdoğan'ın konuşmaları dünya gündeminde yerini aldı.

Katar'da Başkan Erdoğan tarafından yapılan açıklamalardan satır başları;

Türkiye ve Türk milleti olarak 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Katar'ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı asla unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü çabayı gösterdik, gösteriyoruz.

ASKERİMİZ KÖRFEZ BÖLGESİ İSTİKRARINA HİZMET ETMEKTE

Türkiye askeri varlığıyla sadece kardeş Katar'ın değil, bütün Körfez bölgesinin istikrarına ve barışına hizmet etmektedir. Kaos hesapları yapanlar dışında hiç kimse, Türkiye'nin ve Türk askerinin Körfez bölgesindeki mevcudiyetinden rahatsız olmamalıdır.

TÜRKİYE, SURİYE'DE KALICI DEĞİLDİR

Hiçbir ülke hiçbir büyük devlet sınırlarının dibinde bir terör örgütünün palazlanmasına müsaade etmez. Türkiye, Suriye topraklarında asla kalıcı değildir. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Ne İdlib'in ne de geri kalan Suriye topraklarındaki unsurların ülkemizin güvenliğini tehdit etmesine müsaade etmeyiz.

Libya'daki fırsat heba edilmemeli

Libya'da gelinen noktada, Türkiye'nin girişimleriyle sahada sağlanan sükunet sayesinde ortaya bir fırsat çıktı. Hem Libya hem de bölge barışını ve istikrarını koruyacak bu fırsatın heba edilmemesi gerekiyor.

TÜRKİYE, DOĞU AKDENİZ'DEN GERİ ADIM ATMAYACAK

Türkiye, her zaman Doğu Akdeniz'in zenginliklerinin kıyı ülkelerince hakkaniyetli şekilde paylaşımından yana olmuştur. Bunu tüm diplomatik girişimlerimizde vurguladık. Ancak başta Yunanistan olmak üzere Türkiye'nin varlığından rahatsız devletler tek taraflı adımlarla gerginlik çıkarıcı tutum içerisine girdiler. Sömürgeciliğiyle ünlü Fransa'nın Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve şimdi de Ermenistan'ı kışkırtan tavrının altında Türkiye'nin bölgede etkin rol alması bulunuyor.

Hak ve menfaatleri her daim koruyacağız

Ege ve Akdeniz meselesi Türkiye'nin asla geri adım atmayacağı bir meseledir. Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yok sayıldığı, kıyılarına hapsedildiği hiçbir çözümü kabul etmediğimizi tüm platformlarda yüksek sesle dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Hak ve menfaatlerimizi her zaman ve her şartta korumaya, savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz.

KARDEŞ AZERBAYCAN'IN YANINDAYIZ

Uluslararası toplumun katliam ve işgallere yıllardır sessiz kalmasından cesaret bulan Ermenistan, mütecaviz adımlarını sivillere yönelik yeni saldırılarla sürdürdü. Azerbaycan da bunun üzerine işgal altındaki topraklarını kurtarmak için harekete geçti ve şimdi Ermenistan'ın haydutlukla elde tuttuğu bölgeleri bir bir geri alıyor. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 'tek millet, iki devlet' düsturu içinde haklı davasında Azerbaycan devletinin, halkının yanındadır. Azerbaycanlı kardeşlerimize desteğimizi bütün imkanlarımızla sürdüreceğiz.

Bu sorun kalıcı şekilde çözülmelidir

Bu bölgesel sorunun çözümü için sözde inisiyatif aldığını öne süren devletler, uluslararası yapılar ne yazık ki bugüne kadar sorunu çözümsüzlüğe mahkûm ettiler. Bu devletlerin ve kurumların tutumu Ermenistan'ın şımarmasına neden oldu. Azerbaycan'ın, yıllardır sonuçsuz bırakılan ve Ermenistan'ın artan saldırılarıyla katlanılamaz hale gelen bu sorunu fiili bir mücadeleyle çözme yoluna gitmesi hem tarihin hem hukukun gerçeklerinin gereğidir. Bu sorunu kalıcı şekilde çözmek için BM kararlarının uygulanması gerekiyor.

Azerbaycan'ın haklı mücadelesini tüm kalbimizle destekliyoruz

Dağlık Karabağ'da sıcak çatışmalar yaşanıyor. Karabağ, 30 yıldır Ermenistan tarafından işgal edilmiş bir Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan bu topraklardan, yapılan tüm çağrılara rağmen çekilmemiştir. Minsk Grubu da sorun çözme konusunda hiçbir irade göstermemiştir. Ermenistan'ın uzlaşmaz tavırları ile kangrene dönmüş sorunun çözümü işgalin son bulmasıdır. Azerbaycan'ın, topraklarını özgürleştirme konusunda son derece kararlı olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak tüm kalbimizle Azerbaycan'ın haklı mücadelesini destekliyoruz.