Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 3 Mayıs’taki sınavlarla alakalı , "‘Sınavların ertelenmesi gerekir denirse hemen yaparız" ifadesini kullandı.

Milliyet Gazetesi'nin sorularını cevaplandıran Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Öğrencilerin eksik kalmamaları amacıyla gece gündüz çalıştıklarını söyleyerek “Eğer risk varsa kapatırız, yoksa açarız. Her senaryoya karşı hazırlık yapıyoruz” şeklinde konuştu.

HER BİR EVLADIMIZA ULAŞMA ÇABASINDAYIZ

Salgın döneminde hangi sorunlar ile karşılaştınız?

Yüzyılda bir denk gelebilecek bir olay karşısında eğitimde alternatifler üreterek her bir evladımıza ulaşmak çabasındayız. Milli Eğitim Bakanlığı adına bir yıl zorlu ama çok öğretici ve verimli geçti. Okullar genel olarak kapalı olsa da okul evveli eğitim kurumlarını, ilkokulları ve köy okullarını elimizden geldiğince açık tutmaya çalıştık. Ayrıca dünyada olduğu gibi bizde de uzaktan eğitime birtakım erişim sınırlılıkları yaşandı. Biz erişim sınırlılıkları olan çocuklarımızı hane hane biliyoruz. Onların aygıt ve internet gereksinimlerini da karşılıyoruz. Bunların tümünün takibini de her ay derli toplu olarak bağımsız bir araştırma şirketine yaptırdığımız saha araştırması sonucunda yapıyoruz.

225 MİLYON 79 BİN SAAT DERS

Çözüm amacıyla neler yapıldı?

EBA’da bugün eş zamanlı kullanıcı adedi 1 milyon civarına yaklaştı. Şu an; günlük toplam 500 bin şubede, 3 milyon saat canlı ders işlenebiliyor. Bugüne kadar 225 milyon 79 bin 143 saat canlı ders yapıldı. 15 bin 221 EBA Destek Noktası ve 191 EBA Mobil Destek Aracı oluşturuldu. Aylık 25 GB internet kotasına sahip 700 binden fazla tablet bilgisayar setinin öğrencilerimize dağıtımı tamamlandı. Alanında uzman 112 değişik branşta aşağı yukarı 1000 gönüllü öğretmen vazife aldı. EBA kanallarında 15 bin 277 saat yayın yapıldı. Eğlenceli ve eğlenceli vakit geçirmelerine katkı sağlayacak 1020 ders dışı faaliyet ve TBA videosu hazırlandı. 16 Nisan 2021’e kadar EBA 20 milyar 863 milyon 904 bin 219 kez ziyaret edildi.

YOUTUBERDAN BİLE DİNLEYEBİLİRLER

Çocuklar eksik kalır mı?

Bizim eksikliği en çok hissettiğimiz yer köy okulları ve sınav grupları oldu. Biz bunları hep açık tuttuk. Sınav grupları yüz yüze kurslara da gidebildi. Mobil uygulama istiyorum diyen için de mobil uygulama var. Telefonda soru sormak istiyorum, o da var. Bana soru paketi verin, o da var. Televizyon izlemek istiyorum, o var. Youtuberdan dinlemek istiyorum, o da var. Randevu bile almanın zor olduğu Türkiye’nin bölümünde en başarılı hocalarından rica ettik, ders anlatımlarıyla video kütüphanesi oluşturduk. İsterse ondan dinleyebilir. Öğrenci 5 ayrı noktadan ders alabiliyor. Şimdi önceden olmadığı kadar çok kaynak var.

DÜNYADA EN ÇOK KAPATAN 4. ÜLKEYİZ

Sınavların olup olmaması ve okulların açılıp kapatılmasına yönelik tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çocukların ve ülkenin geleceğini düşünerek karar almamız gerekiyor. Bizi sevsinler diye ya da sosyal medyadaki taleplere göre karar alabilmek doğru görünmüyor. Bir çocuk şayet bir yıl çalışmazsa yaşamı süresince çalışma alışkanlıkları, ödev yapma disiplini, azimli ve kararlı devam etme arzusu tüm bunlarda zayıflama olur. Sonra toparlayamazlar. Bunlar tam kişiliğin olgunlaştığı ve netleştiği, yaşam boyu oluşmuş kullanılacak alışkanlıkların meydana çıktığı dönemdir. Bu yüzden liselerde tamam 6 sınav olmasın ama 1-2 tane olsun istiyoruz. Koşulları dikkate alarak sınav tarihlerini de erteliyoruz. İnatla ısrarla devam etmiyoruz. Arada sırada okulları ‘kap-açıyorsunuz’ diye espriler yapıyorlar. Eğer risk varsa kapatırız. Yoksa açarız. Bunu niye söylüyorum? Arkadaşlarımızla hep buna karar veriyoruz. Biz ‘fırsat varken kullanalım risk varken de geri çekilelim’ diyoruz. Prensip olarak bu tür hareket ediyoruz. En çok okul kapatan ülkelerde 4. sıradayız, zira adımlarımızı tedbirli atıyoruz. Okullar açık diye şikâyet edildiğinde daha ne kadar kapatmamız gerekiyor. Dünyada dördüncüyüz. Bu yüzden de dengeye gereksinimiz var. Önümüzdeki dönemde de dengeli politikaları devam ettireceğiz.