Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

Parti olarak kadına şiddetin engellenmesi, cinayetlere bir son verilmesi konusunda teklifimizi sunmuştuk. Bu tekliflerimiz, 26. dönemde TBMM'ye sunmuş olduğumuz ve uzun bir hazırlığın mahsulü olan yasa teklifinin bir an önce yasalaşmasını istiyoruz. Gerekirse idam cezasının bile tartışmaya açılmasını, kadın cinayetlerinin ifşasına son verilmesini, bizi bize anlatan değerlerimizle aldatmanın, cinayetin gösterilmediği dizi filmlerin hazırlanmasını dile getirmiştik. Somut önerilerimize kulak verilmesini temenni ediyoruz.

"AZILI KATİLLERE DÜNYANIN ZİNDAN EDİLMESİNİ DİLİYORUM"

En başta 16 yaşındaki Sıla kızımız olmak üzere katledilen kadınlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Azılı katillere dünyanın zindan edilmesini diliyorum.

Değerli arkadaşlar, biz içine kapanmış, kabuktan çıkamamış bir hareket değiliz. Hiç olmadık olmaya da niyetimiz yoktur. Bu davanın mücadelenin kesintiye uğraması tabiri caizse hayalin hayalidir. MHP, pergelin çivili ucunu Ankara'ya koyan, diğeriyle de dünyayı tarayan bir partidir.

"KİM BİZİ YUTMAYA KALKARSA BOĞAZINA DURURUZ"

Türklüğün jeopolitik alanında küçük düşünmek yem olmaktır. Kim bizi yutmaya kalkarsa, boğazına dururuz, hepsinin nefesini keseriz. Bilmeyen varsa hatırlatayım, bizim adımız Türk milletidir. Medeniyetlere beşiklik, milletlere bilirkişilik yapan bir kültür kucaklaşmasının afadıyız. Bugün 3 kıtada manevi anıtlarımız olan, ismimizin ne kadar yankılandığının ispatıdır. Bir Türk dünyaya bedeldir inancı öylesine söylenmiş bir beyan değildir. Doğal ve doğru olacağı üzere, nerede bir soydaşımız varsa gözümüz oradadır. Karabağ'dan Kırım'a Kıbrıs'tan Kudüs'e varıncaya kadar 3 hilalin anıları vardır. Mesela Hocalı bunlardan birisidir. 1992 yılında zulmet dolu bir gece Dağlık Karabağ'da soydaşlarımızın kanı dökülmüştür. 

Elbette 2. Karabağ savaşıyla Azerbaycan toprakların yüzde 80'ini geri almıştır. Türk coğrafyası dirilmiş ve uyanışa geçmiştir. Azerbaycan ordusunun neferleri silahlı Ermenileri yıkıp geçmiştir. Karabağ da özgürlüğüne kavuşmuştur. Türklüğün bağımsızlığıyla oynayanlar doğduklarına pişman edilmişlerdir. 

"UKRAYNA KRİZİ TÜRKİ CUMHURİYETLERE SİRAYET ETMEMELİDİR"

Laçin Hocalı Terter gibi pek çok yerleşim yeri kurtarılmıştır. Türkün Türk'e omuz vermesi, bir elin nesi varsa iki elin gücü olduğu cümle aleme gösterilmiştir. İHA'larımız SİHA'larımız destan yazmış, bu sayede Azerbaycan lehine güçlü kılınmasını sağlamıştır. Bu zafer tarihi bir belge hükmündedir.

Hocalı Türk'tür, Dağlık Karabağ Türk'tür. Bu tarih gerçeğini hiç kimse değiştiremeyecektir. Bir kere kalkan bayrak inmeyecektir. Mukadderatımız yıkılmayacaktır. Suşa beyannamesi Türklüğün ortak beyennamesidir. Kafkaslar'da fiili işgal peşinde koşmaları, muhtemel tehdit olarak durmaktadır.

Ukrayna krizinin Azerbaycan ve diğer Türki Cumhuriyetlere sirayet etmemesi önemlidir.

"PUTİN YANGINA KÖRÜKLE GİTMEKTEDİR"

Rusya ve Ukrayna gerilimi her gün boyut değiştirmektedir. Rusya'nın 2. dünya savaşından bu yana Rusya'nın en büyük savaşa hazırlandığını Boris Johnson açıklamıştır. Putin'in doğrudan Kiev'i hedef alınacağı iddia edilmiştir. Bu iddialar Rusya tarafından reddedilmiştir. Ama Rusya 19 Şubatta gövde gösteri niteliğinde bir tatbikat gerçekleştirmiştir. Bu iki ülke arasında gerilimi tırmandıran söylemler gözlenmektedir. Ayrılıkçı bölgelerin tanınmasını içeren tasarının Putin tarafından onaylanması yangına körükle gitmektir. 

"SAVAŞI DOĞRU BULMUYORUZ"

Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygılı ve uyumlu olmamıştır. Putin geçen hafta Ukrayna sınırdan askerlerin çekileceğini söylese de ABD askerlerin çekilmediğini açıklamıştır. Hem ABD hem Rusya, barış ve istikrara hizmetten uzaklara savrulmuşlardır. Biden, bir yönden Ukrayna'nın egemenlik haklarını zedelemiştir. 16 Şubat tarihinde toplanan NATO toplantısında, Ukrayna devlet Başkanı Ukrayna'ya düşen bomba Avrupa için tehdittir ifadesi, tabloyu ortaya koymuştur. NATO Genel Sekreteri, Rusya'nın Ukrayna sınırında asker çekmediğine değinmiştir. MHP olarak bu savaşı doğru bulmuyoruz. Barış için diplomasinin tek yol olduğunu savunuyoruz. Savaş çıktı çığırtganlığı yapan ülkelerin iyi niyetli olmadığını biliyoruz. Ukrayna'nın siyasi toprak bütünlüğüne saygı duyulmalıdır.

"İBB BAŞKANI UTANMADAN TÜRKİYE'Yİ KÖTÜLÜYOR"

Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş halinin bölgesel ve küresel çapta bir yarılamalara yol açacağı ortadadır. Dünya Rusya Ukrayna arasındaki, cepheleşmeye kenetlenmişken, Türkiye'yi temsilen Milli Savunma Bakanımızın güvenlik toplantısına katılmışken, İBB Başkanı'nın Münih'e gitmesi dikkatimizi çekmiştir. Bu şahıs konferans koridorlarında ne arıyor? Üstüne vazife olmayan konularda görüş bildirme merakı olan bu şahıs Ukrayna Rusya barışından bahsetmiş, Türkiye'de demokrasinin sakatlandığını ama ölmediğini ifade etmiş. İBB başkanı hiç utanmadan Türkiye'yi kötülemiş ve kötü göstermiştir. Bu kimliksizliktir. Türk Milletinin oyuyla seçilen belediye başkanının bu tutumu fosilleşmiş zihniyetini ele vermiştir. PKK sevdasını her fırsatta dile getiren Cem Özdemir'le fotoğrafı PKK'yla buluşmak demektir. HDP'ye zeytin dalı uzatmak demektir. İstanbul demokrasiye aç olsaydı sen ekmeğe muhtaç olurdun. Türkiye'de demokrasi sakat olsaydı belediye başkanı olmanı rüyanda görürdün.

DAVUTOĞLU'NA SERT ÇIKIŞ

Demokrasimizin eksiği olabilir, ama sakat olduğunu iddia etmek akıl tutulmasıdır. Ülkemizi hiçbir uluslarası toplantıda yaralayıcı, yıpratıcı konuşammak esastır. Bu kapsamda tavizsiz tutum temel ilkemizdir. Milli duruş adamlık ister. Ne var ki adına millet itttifakı denilen zillet oluşum b u tabolonun tam tersine yelken açmıştır. Zillet ittifakının 661 formatında planladığı toplantı 1 hafta boyunca tartışılmışır. O masa umudun masası gibi pek çok saçma sapan açıklamalar yapılmıştır. Mizahi karakteri üst düzey olan şu açıklamaya bakar mısınız, yuvarlak masa heyecan yaratmış o masa vatan aşkıyla toplanmış. O zaman ne arıyorsunuz vatan hainlerinin yanında. İşte bu suç üstü halidir. HDP'lilerin periyodik olarak getirdikleri zilletin ortaklarının uykularını kaçırmıştır. Serok Ahmet'in akıl sağlıyığla ilgili ciddi endişeler taşıdığımı söylüyorum. Yazık olacak Serok'a. Serok demişki, Türkmen diyarıdır. Yuvarlak masa gelenektir. Burasının Türkmen diyarı olduğu doğrudur, ama Serok'un bu diyardan bağı kopalı çok olur. Serok şu ifadeyi utanmadan dile getirmiş. 28 Şubat'ın Başbakan yardımcısı Bahçeli'dir demiştir. Benim 28 Şubat'ta benim Başbakan yardımcısı olduğumu ispat etmezse namerdin en önde gidenisin.

TARKAN'A TEPKİ

Tarkan bir şarkı sözü yazmıştır. Tarkan geçecek diyor, bunu da Anadalu'ya yakın bir şiveyle söylüyor. Elbet geçecek, sorunlar bitecek, salgın geçecek, dertler bitecektir.

6 rakamına lütfen dikkat buyurunuz. Bu rakamı ters çevirdiğinizde 9 rakamı ortaya çıkar.  Mesele bakmak değil görmektir. Yuvarlak masa çerçevesinde kurulan tuzaktır, kumpastır. Türkiye'nin sırtına bindirilmek istenen ağır külfettir.

9 rakamına bakınca gördüğümüz huzurdur, havaya kaldırılan 9 tuğdur, 9 ışıktır, sosyal ve ekonomik sorunların süratle geçeceğinin müjdecisidir. Çoğu gitmiş azı kalmıştır. 

Tarkan şarkı sözleriyle Covid-19'u kastettiğini söylüyor. Hayır diyorlar sen iktidarı kastettin. Bu saptırmanın kime ne faydası vardır. İktidar şarkıyla kurulmadı. Velevki iddialar doğru olsun iktidar bir şarkıyla yıkılamaz.

Bir şarkı sözünden yeni bir kutuplaşma sağlamanın bir faydası yoktur.

"TÜRK VE TÜRKİYE SEVDAMIZ ASLA GEÇMEZ"

Buradan Zillet ittifakına ekmek çıkmaz. Tarkan'dan zilletin Tarzan'ı çıkartılamaz. Her şey geçer, kaldı ki hayat geçiyor, ömür geçiyor. Geçmeyecek olan şeyler de vardır, ihanetin sızısı geçmez, kötü sözün yarası geçmez, şehitlerimizin acısı geçmez, Türk ve Türkiye sevdamız asla geçmez, geçemez, geçmeyecektir.

Tarkan'ın şarkı sözlerini beka meselesine bağlayacağımı söyleyenler, şimdi dağılabilirler. Konuşmalarıma merak salanlar fazla çırpınmasınlar, bilsinler ki karga, bülbüle taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış.

Herkes kendi işine bakmalı, kendi alanıyla sınırlı kalmalıdır.