Gıda takviyeleri konusunda önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Vefik Arıca, “Bu ürünlerin kullanımı geri dönülemez olumsuz sonuçlara yol açabilir. Gıda takviyelerinde ilaçlarda olduğu gibi muadillik ve taklit ürünlerin biyo-eşdeğerlilik açısından orijinal ürünlerle aynı olamaz. Düşük kaliteli takviyelerin piyasada yaygın olduğunu görmekteyiz. Bazı markaların etiketlerinde belirtilen miktar ve içerikler gerçeği yansıtmayabilir. Dolayısıyla, kullanıcılar aldıkları takviyenin içeriğinden emin olamayabilirler. Bununla birlikte, düşük kaliteli takviyelerin aşırı dozda vitamin veya mineral içerebileceği unutulmamalıdır” diye konuştu.

Düşük kaliteli takviyelerin, katkı maddeleri içerebildiğini belirten Argivit Uzman Kurulu’ndan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vefik Arıca, “Özellikle A, D ve K gibi vitaminlerin aşırı alımı toksisiteye yol açabilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca, bu ürünlerin içeriklerinde alerjik reaksiyonlara neden olabilecek katkı maddeleri, boyalar ve diğer dolgu maddeleri olabilir. Düşük kaliteli takviyeler, katkı maddeleri içerebilir ve beklenen sağlık vaatlerini yerine getiremeyebilir. İlaveten, düşük kaliteli takviyelerin etkisinin istenilen düzeyde olmaması da bir risk teşkil eder. Etikette belirtilen içeriklerin gerçekte vücut tarafından kullanıma uygun olmaması durumunda, takviyelerin beklenen faydalarını sağlaması mümkün olmayabilir. Bu nedenle, gıda takviyeleri seçerken dikkatli olmak ve kaliteli ürünleri tercih etmek önemlidir. Sağlığımızı korumak adına, takviyelerin içeriğini ve kalitesini kontrol etmek ve doktorunuzdan destek almak her zaman akıllıca bir yaklaşım olacaktır” ifadelerini kullandı.

Gıda takviyelerinin, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin sağlanmasına yardımcı olması için önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arıca, “Sağlıklı bir beslenme alışkanlığına sahip olan birçok insan, önerilen besin miktarlarını zaten alırken, bazıları ekstra besin desteğine ihtiyaç duyabilir. İşte bu noktada, takviyeler devreye girer ve vücudunuzun sağlıklı kalması için gereken desteği sağlar. Ancak, unutulmamalıdır ki takviyeler, sağlıklı bir beslenme alışkanlığının yerini almaz. Sağlıklı bir diyetin sağladığı besin değerlerini takviyelerle tam olarak yerine koymak mümkün değildir” dedi.

Tüketicilere gıda takviyesi satın alırken dikkat etmeleri gerekenler hakkında uyarılarda bulunan Prof. Dr. Arıca, “Piyasada birçok farklı takviye ürünü bulunmaktadır ve her gün daha fazlası piyasaya sürülmektedir. Bu ürünlerin çoğu benzer içeriklere, benzer oranlara ve benzer iddialara sahiptir. Ancak, aralarında fark yaratan şey, doğru içerikleri sağlayan, bilimsel araştırmalarla desteklenen ürünlerin tercih edilmesidir.

Bu noktada hekimlerin güvenerek önerdiği ürünler tercih edilmelidir” diyerek, iyi bir gıda takviyesinin temel özellikleri şu şekilde sıraladı:

“Hakemli bilimsel araştırmalarla desteklenen doğru içerikler,

Bilimsel araştırmalarla desteklenen doğru oranlardaki bileşenler,

Amaçlanan etkiyi elde etme şansının yüksek olması için doğru miktarda içerik sağlayan porsiyonlar,

Yüksek kaliteli malzemelerin kullanılması,

Güvenilir içeriklerin tercih edilmesi,

Besin takviyeleri seçerken, bu özelliklere dikkat etmek önemlidir. Bu sayede vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besin değerlerini en etkili ve güvenli şekilde karşılayabilirsiniz.”

Türkiye genelinde son yıllarda yaygınlaşan kayıt dışı ve merdiven altı üretimlerin halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Arıca, şu tavsiyelerde bulundu:

“Genellikle denetim ve kontrol olmaksızın faaliyet gösteren bu kaçak imalathanelerde üretilen gıda takviyeleri, bilinçsiz tüketim de söz konusu olunca insan sağlığını tehdit eder boyuta geldi. Tamamen doğal, yan etkisi olmayan veya bitkisel gıda takviyesi gibi ifadelerle pazarlanan ve özellikle internette satılan taklit ürünler, yoğun tanıtımlarla piyasaya sürülüyor. Halbuki ilgili bakanlıkların denetiminden uzak ve gerekli kalite standartlarına uymayan bu ürünler, büyük vaatlerle satılmakta ancak potansiyel ölümcül riskleri beraberinde getirmektedir. Bu durum, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, etikette belirtilmeyen bileşenler içerebilen bazı takviyeler, güvenilir olmayan içeriklere sahip olabilir. Bazı ürünler ise besin takviyesi olarak satışa sunulsa da, içerdikleri reçeteli ilaçlar nedeniyle -ki bu ilaçlar besin takviyelerinde bulunmamalıdır- sağlık açısından risk taşıyabilir.”

Prof. Dr. Arıca, besin takviyelerinin alınan diğer ilaçlarla etkileşime geçebileceğini, belirli tıbbi durumlar, karaciğer hastalıkları veya yaklaşan ameliyatlar gibi durumlar için risk oluşturabileceğini vurgulayarak; hamile kadınlar, emziren anneler ve çocukların bazı takviyeleri test edilmemiş olabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle tüketicilere, dikkatli olmaları, takviye ürünlerini güvenilir kaynaklardan seçmeleri ve sağlık durumlarına uygun olup olmadığını kontrol etmeleri konusunda uyardı. Ayrıca, ürünlerin üretim ve satışında denetimlerin artırılması ve kalite standartlarının daha etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Arıca, risk oluşturabilecek bazı takviyeleri de sıralayarak, bu maddelerin kullanımının sağlık açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, risk oluşturabilecek bazı takviyeleri şu şekilde sıraladı:

“Kan sulandırıcı ilaçların etkinliğini azaltabilen K Vitamini,

Kan incelmesini artırabilen Ginkgo,

Antidepresanlar ve doğum kontrolü gibi bazı ilaçları daha az etkili hale getirebilen sarı kantaron,

Karaciğerinize zarar verebilecek karakafes ve kava bitkisel takviyeleri,

Sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırabilen beta-karoten ve A vitamini.”

 

 

KAYNAK:yeniakit.com