Prof. Dr. Memişoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'da geçen sene eylül ve ekimde Kovid-19 vakalarının yükselişe geçtiğini belirtti.

Vakaların şubat ve martta yükselerek nisan ayında pike ulaştığını vurgulayan Memişoğlu, "İstanbul'da ağustos ayı itibarıyla temmuza göre vaka sayılarında bir yükselme var. Bu aslında öngördüğümüz bir yükselmeydi. Çünkü salgında geçmişteki yükseliş oranları ve simülasyonlarına baktığımız zaman bir miktar sonbahara doğru yükseleceğimizi tahmin ediliyorduk." diye konuştu.

YOĞUN BAKIM HASTALARININ ÇOĞU AŞISIZ

Memişoğlu, salgında geçmişte yaşanılan yükselişleri analiz ederek gelecekte ne yaşanacağını, yükselme trendini artık tahmin edebilecek hale geldiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

"Vakalardaki artış 1 ay kadar erken oldu. Vaka sayılarında bu yükselişin bir miktar daha devam edeceğini görüyoruz. Eylül ayının ortasında vakaların en tepeye ulaşmasını yani pik olabileceğini, vakalarda eylülün sonuna doğru düşme bekliyoruz. Vakalarımızdaki artışla beraber hastanelerimizde çok az da olsa temmuzun son haftası ve ağustosun ilk haftasında yatışlarda ve yoğun bakımlarda bir artış sayısı gözlemledik. İstanbul'da yoğun bakım ve serviste yatan hastalarımızın büyük bir çoğunluğunun aşısız olduğunu tespit ettik.

Hastanede yatan bu aşısızların büyük çoğunluğu birinci grup, yani hiç aşı olmayanlar. İkinci grupsa tek toz aşı yapan veya 2 doz aşı yapıp da üzerinden 3-4 ay geçmiş insanlardan oluştuğunu görüyoruz. O nedenle bu sayıları gördüğümüzde insanların aşıyı bir an önce olmasını bekliyoruz. Özellikle yaşlı grubumuzum 3. tozu, genç grubumuzun da aşılarını tamamlamasını bekliyoruz.

GENÇ HASTALAR DAHA ÇOK

Hastanedeki hastalarımızı elektronik sistemden yakından takip ediyoruz. Son dönemde hastanemize başvuran hastalarımıza baktığımızda yaş olarak yaşlılarımızda biraz daha azalma var. Genç hastalar biraz daha fazla geliyor. Bunun nedeni 60 yaş üstü insanlarımızın yüzde 80'inin aşılı olması. Öyle olunca da yaş grubu olarak hastanede ve yoğun bakımda yatan hastalar 4-5 yaş gençleşmiş durumda."

Koronavirüs salgınında ellerindeki en önemli silahın aşı olduğunu dile getiren Kemal Memişoğlu, özellikle belli yaş grubu üzerindeki insanların aşı konusunda talebinden son derece memnun olduklarını anlattı.

3. DOZ AŞILARINI YAPTIRMALARINI BEKLİYORUZ

Memişoğlu, 60 yaş üzerindeki insanların yüzde 80'inin aşılandığını hatırlatarak, "Bu grupta 2 doz aşılarını olan vatandaşlarımızı aşılarının üzerinden belli bir süre geçtiği için 3 dozları için aşı merkezlerimize bekliyoruz. Aşılamaya ulaşma sorunu ve hareket etme sorunu olan yaşlılarımızı ilçelerimiz vasıtasıyla evlerinde aşılabiliyoruz. 50 ve 60 yaş üzerindeki vatandaşlarımızdan 3. doz aşılarını hemen yaptırmalarını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

14 MİLYONA YAKIN DOZ AŞI

İstanbul'da aşılama çalışmalarının büyük bir hızla devam ettiğinin altın çizen Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul'da aşı oranlarımız tek doz anlamında yüzde 68'i buldu. İstanbul önümüzdeki hafta aşılamada yüzde 75 bandıyla mavi hale gelecektir. İstanbul'da vatandaşlarımızın yarısının 2 doz aşısını yaptık. Ayrıca İstanbul'da yaklaşık 14 milyona yakın doz olarak aşı yaptık. Günlük 400 bin civarında kapasite açıyoruz. Özellikle son 1 haftadır aşı talepleri arttı. Bu hızla aşılarımızı ağustos bitmeden tamamlamış olacağız. Aşı konusunda insanlarımız talepleri devam etmekte ve taleplerinden memnunuz. Bir kısım insanı da ikna edeceğiz, aşının yararları konusunda onları bilgilendirip, aşıya gelmelerini sağlayacağız. Aşıyla ilgili bilgilendirme çalışmaları devamlı yapılıyor. Aşı dünyada kendini kanıtladı. Özellikle yoğun bakım ve ölüm oranlarını azaltıyor. Aşı yaklaşık 10 hastadan 9'unun ölümünü engelliyor. Bu çok önemli bir rakam. Ayrıca kapasite olarak da stok olarak da şu anda İstanbul'da bir sorunumuz yok."

AŞI EN BÜYÜK SİLAHIMIZ

Aşıyla ilgili bazı yanlış anlamalar ve dezenformasyonların yaşandığını vurgulayan Memişoğlu, "Vatandaşlarımız şehir efsaneleri ve spekülatif söylemlere dikkat etmesinler. Aşı en büyük silahımız. Bunu da iyi kullanacağız. Hep beraber aşıları tamamlayıp ağustos sonu itibarıyla toplumsal bağışıklığı koruma sistemi kazandırıp çocuklarımızı okullarına göndereceğiz, esnafımıza nefes aldıracağız. Ayrıca insanımızın en azından üzerinde oluşan salgınla ilgili baskıyı hafifletmeyi amaçlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Koronavirüsün bütün virüsler gibi mutasyon yapabilen organizmalar olduğunu anlatan Memişoğlu, toplumun mutasyonu çok tartıştığını, mutasyon olsa da olmasa da toplum olarak yaklaşımda bir değişiklik olmaması gerektiğini aktardı

İstanbul İl Sağlık Müdürü Memişoğlu, şunları dile getirdi:

"Şu ana kadar olan mutasyonlarda aşının etkili olduğunu biliyoruz. İstanbul'da delta mutasyonunun vakalarda oranı yüzde 50'in üzerinde. Ama bu mutasyon daha kötü bir hastalık seyrine sebebiyet şimdiye kadar vermemiş durumda. Bizim yapacağımız şey mutasyon olsa da olmasa da aynı şey. Maskeyi takacağız, mesafemize dikkat edeceğiz, mesafeyi koruyacağız ve en önemlisi şu anda ki aşılar bu mutasyonda etkin. Bu etkinliğini hem bilim dünyası hem de yatan hastalardan görüyoruz.

ÖLÜM ORANLARI DÜŞTÜ

Mutasyon olabilir, virüsün doğasında var. Ama şimdiye kadar olan mutasyonlar, bizim yaklaşımımızda da aşının etkinliğinde bir değişiklik, bir zafiyet oluşturmamıştır. Onun için mutasyondan çok insanlarımız aşıyı önemsesinler. Mutasyonda yayılım hızlı, ölüm oranının düşük olduğunu şu ana kadar görüyoruz. Ölüm oranı düşüklüğünün aynı zamanda aşının etkisiyle beraber olduğunu görüyoruz. Delta varyantı da olsa, İngiliz varyantı da olsa bulaşıcılık biraz daha fazla görünüyor ama öldürücü olarak az olduğu yayınlarda bilimsel olarak ispatlandı."

Aşılarını yapan ülkelerin maske dahil belli miktarda kapalı ortamlarda kısıtlamaları kaldırdığını aktaran Memişoğlu, özellikle günlük gelirle yaşayan sektörlerin haklarını korumak için herkesin aşı olması gerektiğini vurguladı.

Memişoğlu, salgından en çok 2 grubun etkilendiğinin altını çizerek, "Birincisi uzun süre evden çıkamayan büyüklerimiz, ikincisi öğrencilerimiz. Aşı olunduğu, çok büyük vakalar olmadığı sürece okulların açılabileceğini ön görüyoruz. Tabii ki bu kararı Bilim Kurulu, Bakanlığımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız verecek. Ben trendin okulların açılması gibi bir sonuçla gideceğini düşünüyorum. Çocuklarımızın okula ihtiyacı var." dedi.