İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığınca düzenlenen "Ukrayna'da Savaş: Bölgesel ve İnsani Sonuçlar" Konferansı'nın açılış konuşmasını yaptı.

İletişim Başkanı Altun'un, konuşmasının satır başları şöyle;

Küresel salgının bölgesel siyasi ve ekonomik gerilimlerin, sıcak çatışmaların etkilerini bütün ülkelerin her alanda hissettiği günlerden geçiyoruz. Bu gelişmelerin dünyadaki tüm dengeleri alt üst ettiği dönemde hep birlikte süreçlerin daha olumlu bir noktaya evrilmesini, krizlerin çözüme kavuşturulmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Suriye'den Irak'a, Afganistan'dan Yemen'e, Libya'dan Arakan'a kadar insani trajediler üreten bir çok noktadaki krizin hala çözüm beklediği hepimizin malumudur. Bununla birlikte şimdi Ukrayna ile Rusya arasında başlayan savaş başta Avrupa olmak üzere tüm dünya için son dönemin en yıkıcı ve can yakıcı olaylarından biri oldu. Bu savaş herkesi şu gerçekle yeniden başbaşa bıraktı. Çözümsüzlüğe itilep ihmal edilen en küçük bir sorun en küçük bir problem büyük felaketlere sebep olabilir. Daha küçükken söndürülmeyen bir kıvılcım dahi herkesi yakan bir yangına döneşebilir.

'AĞIRLIK MERKEZİ SAKLANMAYA ÇALIŞILIYOR'

Ukrayna savaşının patlak verdiği günden bu yana dünya bazı kesimlerin görmezden gelmeye çalıştığı bir gerçeklikle daha karşı karşıya kaldı. Son yıllarda gerek medya operasyonları gerekse sözde uzmanlar üzerinden Türkiye'nin bölgesinde oluşturduğu ağırlık merkezi saklanmaya çalışılıyor. Libya'dan Karabağ'a, Suriye'den Doğu Akdeniz'e Türkiye'yi ihmal ederek oynanmaya çalışılan oyunlar kendilğinden bozuldu.

Ukrayna savaşı ile birlikte herkes jeopolitik, je-ekonomik ve je-stratejik testine tabi kaldı. Türkiye'nin bölgenin güvendiği ve esas itibarıyla bölgedeki krizlerin çözümü noktasında önemli rol üstlenen önemli bir aktör olarak ortaya koyduğu performans esas itibarıyla ortadaydı. Buna rağmen bu performans yeterince takdir edilmedi ve desteklenmedi. Türkiye'nin bölgesel ve küresel anlamda son 20 senedir oynadığı yapıcı ve istikrarlaştırıcı rol son bir kaç ay içerisinde bunu inkar edenler tarafından dahi kabul edilmek zorunda kaldı.

'MİLYONLARCA İNSAN EVİNİ BARKINI TERK ETTİ'

Türk dış politikasını ve bölgesinde izlediği güvenlik politikalarını tek taraflı ve haksız eleştirilerle hedef yapanlar için Ukrayna savaşı özelinde ana prensiplerimizi ve parametrelerimizi bir daha hatırlatmak gerekiyor. Herşeyden önce Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın jeopolitik anlamda dünyanın en zor coğrafyası olduğu unutulmamalıdır. Özellikle son 20 senedir denizden ve karadan sınırdaş olduğumuz devletlerin bir çoğu ya komşuları ile sınır problemleri yaşadı ya da uzun yıllar süren iç savaşların kurbanı oldu. Yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği çatışmalar bu coğrafyada gerçekleşti. Milyonlarca insan tüm dünyanın gözleri önünde evini barkını kaybetti.

Türkiye için kriz 24 Şubat'ta başlamamıştır. Bir krizin başladığı andan itibaren barış için sürekli olarak bu araçlarla çaba gösteren neredeyse tek bölgesel aktör konumunda biz varız. Diplomasi ve müzakere sabır ve sebat gerektiren enstrümanlardır. Biz yıllardır çevremizde yaşanan krizlerde bu enstrümanlardan umudumuzu kesmedik ve sonuna kadar kullanmak için gayret sarfettik. Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hiç durmadan ve yorulmadan diplomatik çabalarımızı sürdürüyoruz ve sonuna kadar sürdürmeye de devam edeceğiz.

Ukrayna'da ortaya çıkan savaş ve bu savaşın uluslararası camia tarafından önlenememiş olması dış politikamızın temellerini oluşturan bir başka hedefimizin ne kadar gerekli, doğru ve önemli olduğunu ortaya koymuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız yıllardır uluslararası camiayı uluslararası örgütlerin sergilediğı zaaf konusunda oyarıyor. Ne Suriye'de, ne Libya'da ne de çatışma ve savaşların yaşandığı başka coğrafyalarda uluslararası örgütler etkin bir rol oynadılar. Bunu hepimiz gördük dahası bölgemizde yaşanan her çatışma büyük güçler arasındaki satranç oyununa dönüşüyor. Ne yazıkki birer vekalet savaşına dönüşüyor. Özellikle Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelerin veto kartını kullanmasıyla paralize olması küresel ölçekte büyük bir karamsarlığı beraberinde getirdi.