Türklere ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığın her geçtiğimiz gün arttığı Almanya, ırkçı söylemlerini bu kez de ana akım medyası üzerinden kamuoyuyla paylaştı.

Almanya'da sık sık yaşanan Türklere ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık, medya yolu ile pompalanmaya devam ediyor. Son senelerde başta camilere yapılan çirkin saldırıların yükselmesi ile beraber çoğunluğunu Türklerin meydan getirdiği Müslüman kesime yönelik ötekileştirme girişimleri, siyasi analizlerde de kendini göstermeyi sürüyor.

Müslüman dernekleri resmen yasa dışı göstermeye çalışan ülke medyası, bu kez de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkedeki etkisine yönelik duyduğu kaygıyı gündemine taşıdı.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA "YASA DIŞI" İMASI

Geçtiğimiz zamanlarda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Avrupa'daki kimi Türk sivil toplum kuruluşu temsilcilerini kabul eden Başkan Erdoğan'ın bu görüşmesi, Almanya'da olay yarattı. Aralarında Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Başkanı Köksal Kuş, Avrupa Milli Görüş Teşkilatları (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Durmuş Yıldırım ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Kazım Türkmen'in de bulunduğu temsilcileri kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman medyasından bir kez daha gündeme oturdu.

Görüşmeleri "Erdoğan'ın Almanya'daki etkinliğini artırma girişimi" olarak yorumlayan Die Welt, sivil toplum kuruluşlarını resmen yasa dışı örgütler olarak göstermeye çalıştı.

"ANKARA'NIN ETKİSİ" RAHATSIZ ETTİ

Yayınladığı analizde sivil toplum kuruluşu başkanlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile gerçekleştirdikleri görüşmelerin kaygı verici bulunduğunu altını çizen Die Welt, Türkiye'nin Almanya'daki etkisini her geçtiğimiz gün artırdığının altını çizdi.

Türk İslam Birliği Derneği'nin (ATİB), Türk kültürüne verilen önemin diğer etnik grupların değersizleştirilmesine yol açtığının iddia edildiği yazıda, Müslüman Türkler açıkça hedef gösterildi.

Die Welt, skandal analizinde görüşmelerin Alman hükümetinin bütünlüğü yönünden panik uyandırıcı nitelikler taşıdığını iddia ederek, İçişleri Bakanlığı'nı sivil toplum kuruluşlarını "yasa dışı" kabul etmeye çağırdı.