Kentsel dönüşüm, özellikle deprem gibi doğal afetlere karşı binaların dayanıklılığını artırmayı, riskli alanlarda yapılaşmayı önlemeyi ve yaşanabilir şehirler oluşturmayı amaçlıyor. Akıllı şehir ve dijital ikiz projeleriyle Kahramanmaraş merkezli depremde olduğu gibi büyük afetlere karşı hazırlıklı olmak mümkün. Depremden etkilenen şehirlerde hızlı bir kentsel dönüşüm süreci, gelecekteki afetlerin etkilerini en aza indirebilir.

Kentsel dönüşüm süreci ve stratejileri ülke gündemindeki önceliğini koruyor

Mart 2024'teki yerel seçimlere günler kala, adayların kentsel dönüşüm vaatleri sürerken, bu vaatlerin ekonomik yönü de belirginleşmeye başlıyor. Bu dönemde yatırımlar ana gündem maddesi olurken, ülkenin dört bir yanında gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projeleri büyük bir merakla bekleniyor. Her adayın kentsel dönüşüm vizyonu ve planları, şehirlerin geleceğini şekillendirmede kritik bir role sahip. Yatırımlar, altyapı projeleri ve çevresel düzenlemeler, seçmenlere sunulan vaatler aracılığıyla nasıl şekillenecek? Bu soru, Türkiye'nin gelecekteki yönünü belirleme noktasında büyük bir öneme sahip.

Şehirlerin kentsel dönüşüm sürecine girmesi için gereken stratejiler ise şöyle sıralanıyor:

Kentsel dönüşüm sürecine etkilenen topluluğun katılımını sağlamak çok önemli. Toplumun ihtiyaçları ve beklentilerinin anlaşılması, karar süreçlerine dahil edilmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm projeleri uzun vadeli bir vizyon ve planlama gerektiriyor. Şehir planlama uzmanları ve yerel yönetimler, gelecekteki ihtiyaçları göz önünde bulundurmalı.

Ayrıca dönüşüm süreci genellikle önemli miktarda finansman gerektiriyor. Yatırımcılar, kamu kaynakları ve özel sektör iş birlikleri bu süreçte önemli rol oynuyor.

Kentsel dönüşüm projelerinin çevresel sürdürülebilirlik ilkesine uygun olması gerekiyor. Bu noktada yeşil alanlar, enerji verimliliği, atık yönetimi gibi çevresel faktörlere odaklanılıyor.

Kentsel dönüşüm genellikle altyapı iyileştirmelerini içeriyor. Yollar, su temini, kanalizasyon gibi temel alt yapı unsurlarının güncellenmesi ve geliştirilmesi gerekiyor.

Kentsel dönüşümde, var olan kültürel ve tarihi değerlerin korunması da çok önemli. Tarihi binaların restorasyonu veya korunmasıyla, şehir kimliğini sürdürebiliyor.

Teknolojik yenilikler, kentsel dönüşüm sürecinde verimliliği artırıyor. Akıllı şehir teknolojileri, trafik yönetimi, ulaşım ve enerji verimliliği gibi alanlarda kullanılıyor.

Halkı sürece dahil etmek ve bilinçlendirmek için eğitim programları düzenlemek de önem taşıyor. Böylece toplum da dönüşüm sürecine daha etkin bir şekilde katılıyor.

SAMPAŞ Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, dönüşüm projesinin büyüklüğü ve karmaşıklığına göre projelerin süresinin değişebileceğini belirterek şunları ekliyor: “Büyük ve karmaşık projeler daha uzun süre alabilir. Projenin finansman kaynakları, hızını belirler. Yeterli finansman sağlanması süreci hızlandırabilir. Elbette gerekli izinler, düzenlemeler ve diğer yasal süreçler, projenin başlaması ve tamamlanması için gereken süreyi etkileyebilir. Bu süreçlerin karmaşıklığı ve uzunluğu yerel yönetim politikalarına ve mevzuata bağlı olarak değişiyor. Buna mukabil, teknolojik yenilikler, inşaat süreçlerini ve altyapı iyileştirmelerini hızlandırabilir. Mevcut alt yapı durumu, iyileştirmelerin ne kadar sürede tamamlanabileceğini etkileyen faktörlerden biri. Altyapı iyileştirmeleri genellikle daha fazla zaman alabilir. Şunu da vurgulamalıyım ki, her şehir ve proje farklıdır, bu nedenle genel bir süre vermek zor. Ancak, büyük kentsel dönüşüm projelerinin genellikle ortalama 2,5 yıl sürmesi beklenebilir. Planlama aşamasından başlayarak, inşaat sürecine kadar olan aşamalarda bir dizi faktörün dikkate alınması önemli.”

Şehirlerin gelecekteki afetlere karşı dirençli olabilmesi gerekiyor

“Dijital ikiz projeleri ise şehirlerin altyapısını sanal ortamda simüle ederek, olası afet senaryolarına karşı stratejiler geliştirmeyi sağlar. Bu projeler, acil durum yönetimine daha etkili bir şekilde destek verir ve afet anında hızlı ve koordineli müdahale imkanları sunar. Kahramanmaraş'taki deprem, dijital ikiz projelerinin şehirlerin dayanıklılığını artırma potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. Ülkemizdeki şehirlerin gelecekteki afetlere karşı dirençli olabilmesi için, kentsel dönüşüm ve dijital ikiz projeleri bir arada düşünülmeli ve uygulamaya geçirilmelidir. Bu, sadece deprem bölgesi için değil, tüm Türkiye için bir öncelik olmalıdır. 6 Şubat depremi, SAMPAŞ Holding'in afetlere karşı geliştirdiği çözümlerin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Akıllı şehir uygulamaları, hızlı ve etkili müdahale imkanları sunarak, deprem sonrası toparlanma sürecini hızlandırıyor. Aynı zamanda, vatandaşların anlık bilgilere erişimi sağlayarak, afet anında güvenli bölgelere yönlendirilmelerine olanak tanıyor. Yatırımların bu yönde yapılması, gelecek nesiller için daha güvenli ve sürdürülebilir şehirlerin inşasına katkı sağlayacaktır” dedi.