Bu verinin Türkiye'de temiz enerjinin mevcut durumu ve geleceği için oldukça sevindirici olduğunu ifade eden Hakyemez, "Ülkemizin Ulusal Enerji Planı kapsamındaki hedeflerini de göz önünde bulundurduğumuzda, temiz enerji yatırımlarının devam edeceğini söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.

Geçen yıl sonu itibarıyla, rüzgar enerjisi santrallerinin kapasitesinin 11,7 gigavata (GW) ulaştığının altını çizen Hakyemez, şöyle devam etti:

"2024'te yatırımları devam eden Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projelerinin, hibrit santrallerin ve elektrik depolama başvurularından gelen ek yatırımların bir kısmının 2024'te devreye girmesi bekleniyor. Aynı şekilde, güneş enerjisi santrallerinin de maliyet avantajı sebebiyle devreye girmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerji santrallerinin toplam kapasitedeki payı arttıkça elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azalma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki yenilenebilir enerji potansiyelinin önümüzdeki süreçte de temiz enerji dönüşümünde kaldıraç olma özelliğini devam ettirmesini bekliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik sistemine entegrasyonu konusunda, elektrik depolama sistemlerinin de faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu sistemlerin bir kısmının 2024'te devreye girebileceğini düşünüyoruz."

Karbonsuzlaşma çalışmalarının maliyetleri nispeten yüksek olan yenilenemez enerji yatırımlarının azalmasını sağlayabileceğine de değinen Hakyemez, "Hem enerji arz güvenliği kaygısı hem de maliyet avantajı nedeniyle yenilenebilir enerji finansmanının ve dolayısıyla temiz enerji dönüşümünün bu çerçevede pozitif bir şekilde ayrışabileceği tahmin ediliyor. Sistemde bu yatırımları destekleyen Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve YEKA gibi mekanizmaların, öngörülebilirliği artırması nedeniyle yenilenebilir enerji finansmanını destekleyeceğini söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Hakyemez, enerji sektöründeki kredilendirmelere de değinerek, "Yenilenebilir enerji alanında ağırlıklı kredi kullanımının yabancı para cinsi olması dolayısıyla yurt dışı ve yurt içi finansal koşulların 2024'te destekleyici olması durumunda yatırım iştahında artış yaşanabilir. TL cinsi yenilenebilir enerji kaynakları için kredi kullanımının ağırlıklı olarak iç tüketime yönelik güneş enerjisi santrallerinde olması çeşitli teşvik mekanizmaları ile destekleniyor. Uzun dönemde hem yurt içi hem de yurt dışı ekonomi politikalarında yapılan düzenlemeler sonrasında faizlerde yaşanacak düşüşe paralel yatırım iştahının artması beklenebilir.” ifadelerini kullandı.

Son yıllardaki kapasite artış rakamlarına bakıldığında rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin ön plana çıktığını sözlerine ekleyen Hakyemez, şunları kaydetti:

"Son beş yıldaki toplam kapasite artışının ortalama %63’ü rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinden oluştu ve son yılda bu oran %85’in de üzerine çıktı. TSKB olarak, yenilenebilir enerji konusu uzun yıllardır gündemimizde yer alıyor. Orta ve uzun vadeli kaynaklarımızla 2002 yılından beri ülkemizde yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirilen projeleri destekliyoruz. Kaynak ayırdığımız enerji projeleri, hidroelektrik santrallerinden güneş, rüzgar, biyokütle ve jeotermal enerji santrallerine kadar çeşitlilik gösteriyor. TSKB olarak kaynak aktardığımız enerji projeleri, Türkiye’nin toplam kurulu yenilenebilir enerji gücünün %15’ini temsil ediyor."