Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Özer, meslek liselerinin 28 Şubat sürecinden sonra hiçbir yere yerleşemeyen öğrencilerin tercih ettiği bir liseye dönüştüğünü hatırlatarak, "Bu süreçte, okullar arasında başarı farkı, denge koptu. Bu bugün yaşadığımız bu kök probleminin kaynağı işte 28 Şubat'taki katsayı uygulamasıdır. Bu sadece mesleki eğitimi mahvetmedi aynı zamanda eğitimdeki fırsat eşitliğinde de çok ciddi bir travma yaşanmasına yol açtı" sözlerine yer verdi.

Mesleki eğitimin önündeki katsayı engeli kaldırıldıktan sonra, ikinci olarak iş gücü piyasasına eleman yetiştirmek konusunda önemli adımlar attıklarını belirten Özer, şunları kaydetti:

"Son bir yılda iş gücü piyasasının temsilcilerini eğitime çektik. Bu adımlar kısa sürede akademik olarak başarılı öğrencilerin meslek eğitimine yönelimlerini artırdı. İlk defa yüzde birlik başarı diliminden öğrenci alan meslek liseleri ortaya çıktı. Artık 28 Şubat sürecinin o engeli kalktı, akademik olarak başarılı öğrenciler gelecek görerek meslek liselerine yöneldi."

'REFORM YAPMAK YERİNE...'

Bakan Özer, imam hatip okulları üzerinden gereksiz bir tartışma oluşturulduğuna işaret ederek, "Hem imam hatip okullarındaki öğrencilerimizi sıkıntılı bir duruma düşüren hem de etik olmayan bir şekilde ülkenin eğitim sistemindeki liseler arasında bir ayrımcılığa giden çok kötü bir yaklaşım var. Eğitim sisteminde talep edilen okulla ilgili, arz üretmeyle ilgili hiçbir problem yok. Sınav yerleştirmede öğrencilerin yüzde 55'i birinci tercihine, yüzde 94'ü de ilk üç tercihine yerleşmişse, yerleşme mekanizması mükemmel çalışmış demektir" değerlendirmesinde bulundu.

Reform yapmak yerine sistemi sürekli iyileştireceklerini aktaran Özer, sözlerine şöyle devam etti:

"Sistemin içerisinde iyileşme kültürünü enjekte edeceğiz. Sistemi değiştirmeden iyileştirebilme imkanı vardır. Bu kültürü sistemimizin içerisine enjekte etmemiz lazım. Türkiye son 20 yılda girmiş olduğu tüm değerlendirmelerde sürekli kendisini yükselterek çıkıyor. Eğitimin kalitesiyle ilgili bir sorun yok. Kolaycılığa kaçarak, YKS üzerinden eğitim sistemiyle ilgili bir çıkarsama yaparsak yanlış yaparız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son 20 yılda eğitimde gerçekten devrim yapmıştır. Bu kadar eğitimde okullaşma oranını arttırıp da kaliteyi de bu kadar arttıran başka ikinci ülke örneği yoktur. Ülkelerin en kalıcı sermayesi, beşeri sermayedir. Beşeri sermayesini nitelikli hale getirmenin en önemli yolu da eğitimdir. Bunun da ilk adımı eğitim çağı nüfusunun mümkünse tamamını eğitimin içerisine alabilmektir. İşte Türkiye tüm eğitim kademelerinde bunu başarmıştır, alarm verecek bir durum söz konusu değil. Süreçlerimizi kalite odaklı bir şekilde sürekli güncelliyoruz. Çok güzel şeyler yapıldı ama daha yapacağımız çok iş var. Onun için çabalıyoruz."

'20 BİN ÖĞRETMEN ATAYACAĞIZ'

Bakan Özer, öğretmen atamalarına ilişkin soruya ise "20 bin öğretmen atayacağız. 1 Eylül'de öğretmenlerimiz okullarına gidecekler. 20 bin öğretmen atamasındaki dağılımı önceliklerimize göre belirledik. En büyük önceliği okul öncesi eğitime verdik. 7 bin 503 okul öncesi öğretmen alacağız. İkinci ağırlığı sınıf öğretmenliğine verdik. Özel eğitime de bin 250 öğretmen planladık. Sınıf öğretmeni ise 2 bin 223 olarak belirlendi. 39 alanda öğretmen alımlarıyla ilgili süreçler devam ediyor" şeklinde cevap verdi.

'BAĞIŞ SORUMLULUĞU KESİNLİKLE YOK'

Kayıt parası ve yardımcı kaynak konularına da değinen Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yardımcı kaynak ile ilgili konuyu büyük oranda çözdük. 36 milyon yardımcı kaynağı basarak, öğrencilere ulaştırdık. Bu kronik sorunu büyük ölçüde iyileştirdik. Kayıt parası konusunda okul müdürlerimiz de gerçekten muzdarip. İstanbul'daki okullara ihtiyaçları için 1 milyar kaynak aktardık. Kırtasiye, temizlik, küçük onarım ve donatım olmak üzere. Aynı şeyi Ankara ve İzmir'de yaptık. MEB'in okulların hepsinin ihtiyacını karşılayabilecek gücü de var, potansiyeli de var, bütçe sistemi var. Veliler, şikayet etsinler, vermesinler. İl müdürlerimiz, bakanlık bunun takipçisi olacak, süreçleri takip edeceğiz. Kayıt yaptırmak için bağış sorumluluğu kesinlikle yok."

'TÜM ÖZEL OKULLARDA YÜZDE 37 AÇIKLADIK'

Özel okul zam ücretlerine yönelik soruyu Bakan Özer, "Tüm özel okullarda yüzde 37 olarak açıkladık. Uymayanları şikayet etsin vatandaş, gerekli incelemeleri yapalım" diye yanıtladı.

Bakan Özer yaz okullarına büyük önem verdiklerini belirterek, "Dört tane farklı temada yaz okulu açtık. Birincisi bilim ve sanat merkezleri. Şu anda 105 bin 856 öğrencimiz bu bilim ve sanat yaz kurslarına katılıyor. Matematik yaz okullarına da 414 bin 731 öğrenci katıldı. Yabancı dil kursuna da 327 bin 104 öğrenci katıldı. Yaz okullarından yaklaşık 1 milyon öğrenci ücretsiz olarak faydalanıyor" sözlerine yer verdi.

Okullardaki kütüphane oranlarına da büyük önem verdiklerine dikkati çeken Özer, "Kısa sürede 16 bin 361 tane kütüphane yaptık. Yani günlük ortalama 271 kütüphane yapıldı bu ülkede. Bu hakikaten dünya rekorudur. Şu anda tüm okullarımızda kütüphane var. Her eğitim kademesi için uygun kitaplarımızı okullarımıza kazandırdık" diye konuştu.

'GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE SÜREÇLERİMİZİ TAKİP EDECEĞİZ'

COVID-19 oranlarındaki artışın okulları nasıl etkileyeceği yönündeki soruyu Bakan Özer, şöyle cevapladı:

"Okullar, gerekli önlemler alındığı zaman en güvenli yerlerdir. Biz sonuna kadar okullarımızı açık tutmak için 2022 ve 2023 eğitim-öğretim döneminde her türlü önlemi alacağız. Önlemini alarak güvenli bir şekilde süreçlerimizi takip edeceğiz."

Bakan Özer, Bursa'da çöp evde bulunan çocuğun eğitimiyle ilgili gerekli süreci başlattıklarını, çocuğun eğitime kavuşması için gerekli düzenlemeleri yapacaklarını açıkladı.

Son 20 yılda eğitim sisteminde 500 bin öğretmen varken şu anda 1 milyon 200 bin öğretmen olduğuna işaret eden Özer, "Sürekli öğretmen alımı devam ediyor, devasa bir eğitim sistemi var, istikrarlı bir şekilde engelli kardeşlerimiz için de devam edecek" dedi.

Öğretmenler için özel bir meslek kanunu da hazırladıklarını hatırlatan Özer, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlik meslek kanunlarıyla, kariyer sistemiyle, öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklediğini söyledi.

Öğretmen ne kadar güçlü olursa eğitim sisteminin ve toplumun da o kadar güçlü olacağını dile getiren Özer, öğrencilere tatilde bol bol kitap okumalarını, spor yapmalarını ve yeni yıla dinç bir şekilde gelmelerini tavsiye etti.