EKONOMİ
20 Mart 2025, Perşembe, 09:00

Konut kredisinde maliyetleri ucuzlatacak, vadeyi uzatacak, ipoteği kolaylaştıracak ve merkezi bütçeye yük olmayacak bir kamu kurumu kurulmasına yönelik kanun teklifi TBMM’ye sunuldu.

ABD’de Fannie Mae ve Freddie Mac, Fransa’da Caisse de Refinancement de I’Habitat, Japonya’da Japon Housing Finance Agency (JHF) gibi örnekleri bulunan bir kamu kurumunun kurulmasına yöne­lik kanun teklifi TBMM’ye su­nuldu. Söz konusu teklife göre kurulacak kamu kurumu; konut kredisinde maliyetleri ucuzlata­cak, vadeyi uzatacak, ipotek şart­larını kolaylaştıracak, bankalara alan açacak ve merkezi bütçeye yük olmayacak.

Teklifte, artan maliyetler ve 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde konut üretiminin devam etmesi nedeniyle başta İstanbul olmak üzere diğer illerde gerekli nitelikte dönüşümlerin yapılama­dığına dikkat çekilerek, kentsel dönüşümün hızlandırılması için Türkiye Konut Finansman Kuru­mu kurulması istendi.

Bu tür kurumların ‘finansman sağlama yöntemi’ ile ilgili bilgiler de verilen teklifin gerekçesinde, kurumun işleyişi ve finansman mekanizması; “Bu kurumlar dı­şarıya standartlaştırılmış menkul kıymet (tahvil, bono), varlığa da­yalı menkul kıymet, hisse senedi ihraç ederek çalışıyor. Bu sistemle teminatlı bir şekilde hareket edi­liyor ve açığa borçlanılamıyor. Ay­nı zamanda bu tür kurumlar, ken­disi hisse senedini çıkarabiliyor, iç ve dış piyasaya standartlaşmış ürünlerini ihraç edebiliyor. Dola­yısıyla dış piyasadan da nakit gi­rişi sağlıyor. Bütçeye herhangi bir yük getirmeyen Konut Finans­man Kurumu bu işleyişle topladı­ğı likidite ile bankalara, finans ku­ruluşlarına, oralardaki alacakları üzerine almak kaydıyla ödeme ya­pıyor. Bu yöntemle döngü tamam­lanıyor ve taze kaynak oluşuyor” şeklinde detaylandırıldı.

Yeni Yol Partisi Tekirdağ Mil­letvekili ve Güvenlik Ve İstihba­rat Komisyonu Üyesi Cem Avşar tarafından TBMM’ye sunulan teklifin gerekçesinde; Türkiye’de 7.5 milyon riskli bağımsız birim bulunduğuna, bunların 2 milyo­nunun acil dönüştürülmesi ge­rekliliğine, İstanbul’da 1.5 mil­yon riskli yapının bulunduğu ve bunun 600 bini ise her an kendi­liğinden yıkılabilecek durum­da olduğuna dikkat çekilerek, bu çerçevede, deprem ülkesi olma­nın yanında konut stokunun da bu düzeyde riskli olmasının ola­sı depremlerin etkisini katbekat arttıracağına vurgu yapıldı.

Artan maliyetler ve 6 Şubat depremlerinden etkilenen iller­de konut üretiminin devam etme­si nedeniyle başta İstanbul olmak üzere ülkemizin geri kalan illerin­de gerekli nitelikte dönüşümlerin yapılamadığının altı çizilen tek­lifte gerekçe; “Gerek ülke gene­linde gerekse İstanbul’da yapılan dönüşüm ve hazırlıklar ise cılız kalmaktadır. Bu çerçevede insan­larımızı riskli konutlarda, dep­remi bekler durumda bırakmak kabul edilebilir bir durum değil­dir. Gerçek, sürdürülebilir, uygu­lanabilir çözümlerin bulunması, gerekli finansmanın tedarik edil­mesi ve projelerin geliştirilme­si gerekmektedir” şeklinde ifade edildi.

Türkiye Konut Finansman Ku­rumu’nun getirilerinin de anla­tıldığı gerekçede, kurum; “Orta ve dar gelirli vatandaşlara, ucuz ve uzun vadeli kredi imkanı sağ­layan, bütçeye ek bir yük getirme­yen ve dünyada bir çok iyi uygula­ma örneği bulunan Türkiye Konut Finansman Kurumu’nun kurul­ması ile Finansman Kurumunun kurulması; ülkemizin ekonomik şartları, riskli konut stoku ve dep­rem gerçeği göz önüne alınarak hükümet, halk ve yerel yönetimle­rin iş birliğinde finansman kayna­ğı ve üretim modelleri bakımın­dan uygulanabilecek bir çözüm yoludur” şeklinde tarif edildi.

 

KAYNAK: DÜNYA/FERİT PARLAK