SAĞLIK
09 Ağustos 2025, Cumartesi, 07:00

Dünya Emzirme Haftası’nda, anneleri en çok etkileyen bilgi kirliliğine dikkat çekiliyor. Emzirme, sadece beslenme değil; sağlıklı bir bağ kurma süreci. Ancak kulaktan dolma bilgiler bu doğal döngüyü sekteye uğratabiliyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gülçin Demirdöven, “Toplumda nesilden nesile aktarılan hatalı bilgiler annelerde gereksiz endişelere yol açıyor. Bilimsel bilgilerle bu mitleri çürütmek, annelere güven vermek gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.

“Sütüm yetmiyor” düşüncesi 

Emzirme sürecinde en çok karşılaşılan kaygılardan biri, “Sütüm yetmiyor, bebeğim doymuyor” düşüncesi. Op. Dr. Demirdöven, her annenin süt üretiminin kendi bebeğinin ihtiyacına göre ayarlandığını belirtiyor ve ekliyor: “Bebeğin sık emmesi süt yetersizliğinin değil, sağlıklı bir emme refleksinin göstergesidir. Bebeğin ağlaması da her zaman açlık belirtisi olmayabilir, gaz sancısı, huzursuzluk veya sadece anne teması istemesi gibi nedenlerle de bebek ağlayabilir.”

Su içmenin sütü azalttığı inanışı

Emziren annelerin en çok çekindiği konulardan biri de sıvı tüketimi. Hâlâ bazı çevrelerde, “Emzirirken su içilmez, süt azalır” şeklinde yanlış bir inanış var. Op. Dr. Gülçin Demirdöven, emziren bir annenin günde 2,5–3 litre su içmesi gerektiğini belirtiyor: “Sıvı alımı azaldıkça vücut süt üretimini sınırlar. Bu nedenle su tüketimi hem anne sağlığı hem de süt verimliliği için çok önemlidir.”

Stresli anlarda süt zararlı hale gelir mi?

Toplumda yaygın bir başka yanılgı da annenin sinirli ya da stresli olduğu anlarda süt üretiminin zararlı olacağı inancı. Op. Dr. Demirdöven, “Stres sütü bozmaz. Ancak stresin oksitosin hormonunu baskılaması nedeniyle süt salınımı azalabilir. Bu fizyolojik bir tepkidir ve geçicidir” diyerek anneleri rahatlatıyor.

Mama ile destekleme 

Bebeğin her ağlamasında mama verilmesi gerektiği yönündeki inanç, emzirmenin en büyük düşmanlarından biri. Op. Dr. Gülçin Demirdöven, ilk 6 ay sadece anne sütü önerildiğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Mama desteği erken dönemde emme refleksini zayıflatır, anne sütü üretimini azaltır. Bebeğin sık emmesi doğal bir döngüdür; mama ile bu döngüyü bozmak emzirme sürecini olumsuz etkiler. Bu nedenle bebek her ağladığında hemen mama vermek yerine öncelikle emzirme denenmeli. Emzirme sıklığı bebeğin ihtiyacına göre ayarlanmalı ve annenin kendine güvenmesi desteklenmeli.”

Küçük göğüsler süt üretimini etkilemez

Bir diğer yanlış bilgi de göğüs boyutunun süt üretimini belirlediği yönünde… Op. Dr. Gülçin Demirdöven, “Göğüslerin küçük ya da büyük olması değil, meme dokusunun işlevi önemlidir. Küçük göğüsler de yeterli miktarda süt üretebilir” diyerek bu yanılgıya da açıklık getiriyor. Ayrıca doğru emzirme tekniği ve annenin genel sağlığı da üretimde belirleyici faktörler arasında yer alıyor.

Emzirme anneyi de korur

Emzirmenin yalnızca bebek için değil, anne sağlığı için de önemli olduğunu hatırlatan Op. Dr. Demirdöven, bu sürecin annenin doğum sonrası toparlanmasına yardımcı olduğunu, aynı zamanda rahmin küçülmesini sağladığını ifade ediyor. “Ayrıca emzirme, anne açısından ileri yaşta görülebilecek meme ve yumurtalık kanserlerine karşı da koruyucudur” diyor.

Her annenin süreci farklıdır, doğru bilgi ile desteklenmeli

Emzirme konusunda bilgi kirliliği annelerde suçluluk duygusu ve yetersizlik hissi yaratabiliyor. Op. Dr. Gülçin Demirdöven, “Her annenin emzirme süreci önemlidir. Doğru bilgiye ulaşmaları hem kendileri hem bebekleri için büyük fark yaratır. Emzirme danışmanlığı bu dönemde en büyük yardımcıdır” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca doğum sonrası sağlık hizmetlerinin bu danışmanlıkları aktif şekilde sunması annelerin bilinçlenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Bilgi ile güçlenen anneler

Dünya Emzirme Haftası kapsamında yapılan farkındalık çalışmaları, yanlış bilgilerin düzeltilmesi ve annelere bilimsel, güvenilir bilgi verilmesi açısından büyük önem taşıyor. Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gülçin Demirdöven, “Anneleri korkutmak değil, güçlendirmek gerekiyor. Emzirme doğal bir süreçtir. Doğru bilgiyle, destekle ve sabırla bu süreç her anne tarafından başarıyla yönetilebilir” diyerek hafta boyunca yapılacak bilgilendirme çalışmalarına dikkat çekiyor.