EKONOMİ
28 Kasım 2025, Cuma, 11:18

Dünyanın büyük ekonomilerinden alarm zilleri gelmeye devam ediyor.

BORÇ 307 TRİLYON DOLARA ULAŞTI


Dünyanın büyük ekonomilerinden alarm zilleri gelmeye devam ediyor. 


Almanya’da faaliyet gösteren iş insanı ve BWA üyesi (Almanya Dış Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Birliği) Çetin Ay, dünyanın ortalama borcunun 307 trilyon dolar olduğunu, bu rakamın küresel krizin habercisi olduğunu belirtti. 
İş dünyasının önemli simalarından art arda ekonomik kriz uyaları gelmeye devam ediyor. IFO (Ekonomi Araştırma Enstitüsü - Münih)’nun geçtiğimiz günlerde yayınlandığı araştırmaya göre Almanya’da Kasım ayında ekonomik ortama güven endeksi 88,1’a düştü. Alman ekonomisinin artık ihracatla krizden çıkamadığını belirten IFO, yetersiz dış talebin üzerinde durdu. Almanya’nın durağanlaşan ekonomisinden bu ülkede faaliyet gösteren iş insanları da rahatsız. Almanya’da Deniz Ulaşımı alanında faaliyet gösteren Türk İş insanı ve BWA üyesi Çetin Ay da krizin sadece Almanya’ya özgü olmadığını, ekonomik verilerin küresel bir krizi işaret ettiğini belirtti. Dünyanın borcunun 307 trilyon dolara dayandığını hatırlatan Çetin Ay, balonun patlamasının yakın olduğunu söyledi. Yeni dönemin kazananlarının, belirsizliği yönetmeye çalışanlar değil; belirsizliğin yönünü tayin edebilen ülkeler, kurumlar ve liderler olacağını belirten Ay: “Küresel ekonomi bugün yalnızca bir sisin içinde ilerlemiyor; yıllardır ertelenen hesapların yavaş yavaş yüzeye çıktığı bir döneme giriyor. Bu tablo, kırılganlıkların artık görmezden gelinemeyeceğini açıkça hatırlatıyor. Yıllarca ötelenen riskler yeniden masaya dönerken sermaye panik aramıyor; gürültüden uzaklaşıp netliği, kaygıdan uzaklaşıp yapısal aklı arıyor.


Bu değişim bir ruh hâli değil; veriye dayalı somut bir davranış. Uzun vadeli tahvillere talebin çift haneli artması, fonların nakit pozisyonlarının yirmi yılın zirvesine çıkması ve stratejik sektörlere kayan sermaye, yön duygusunun geri döndüğünü gösteriyor. Buna karşılık, yüksek getirili fakat öngörülemez varlıklardan çıkan sermaye finans dünyasının en eski kuralını yeniden hatırlatıyor: Sermaye belirsizliğe tahammül etmez; bedelini hemen keser.” dedi. 

 


ALTIN ALIMLARI GÜVENİN KIRILGANLIĞININ İSPATI


Son dönemdeki piyasa hareketlerine dikkati çeken Ay, Merkez Bankalarının altın alımlarının bir sinyal olduğunu ve doğru okunması gerektiğini söyledi. Sektörün plan yapmadan adım atmaması gerektiğini belirten Çetin Ay: “Para politikalarında yaşanan ayrışma ise tabloyu daha da keskinleştiriyor. Bir grup merkez bankası enflasyonu disiplinle bastırırken, aynı bankaların altın alımlarının elli beş yılın zirvesine çıkması küresel güven arayışının ne kadar derinleştiğini açıkça gösteriyor. Sermaye söylemi değil tutarlılığı, niyeti değil şeffaflığı, hızla değişen ortamda dijital altyapıyı güvenin merkezine alan kurumları ödüllendiriyor.


Bu ortamda iş dünyası için yeni gerçekler çok daha görünür hâle geldi. Plan yapmadan adım atmanın bedeli yükseldi; çünkü belirsizlik dönemlerinde plan bir tercihten değil, bir sigortadan ibarettir. Enerji ve lojistik maliyetlerini hesaba katmak rekabet gücünün çekirdeği hâline geldi. Kâr odaklı dönem bitmedi fakat yerini açık biçimde dayanıklılık dönemine bıraktı. Belirsizlikten kaçan değil, oyunu okuyan ve hamle sırasını bilen ayakta kalıyor. Ve yüksek faiz, yüksek risk döneminde nakit akışı en büyük silahtır.” dedi.