SAĞLIK
25 Ocak 2024, Perşembe, 07:00

Çocuğun sağlığı ve hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen kabızlık, çocukluk yaş grubunun yüzde 28’ini etkiliyor.

Kabızlığın, kısaca haftada 3’ten az olmak üzere, sert ve ağrılı bir şekilde dışkılama durumu olarak tanımlanabildiğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, “Kabızlığın olumsuz etkileri çok hızlı bir şekilde geçmediği için hem anne-baba hem de çocuk açısından bazı sıkıntılara ve zorluklara sebep olabiliyor. Fakat bu rahatsızlığın hayat boyu devam edecek bir sorun olmadığının unutulmaması gerekiyor. Hastanın normal hayatına dönmesi bazen haftalar bazen aylar alabiliyor bu sebeple yapılması ve yapılmaması gereken önerileri sabırla uygulamaya devam etmek gerekiyor” dedi.

İstemli veya istemsiz olarak tuvalete çıkma olayının ertelenmesinin kabızlık oluşumuna zemin hazırladığını söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, “Dışkı çıkımda bekledikçe sıvı içeriği azalıyor ve dışkı daha da katı hale geliyor. Yani çıkımın son aşamasında dışkı bekledikçe kişinin tuvalete çıkmaya karşı refleks isteği de giderek azalıyor. Makatta yara veya basur gibi rahatsızlıklar da dışkılama esnasında ağrıya neden olacağı için özellikle çocuklarda tuvaletini tutma alışkanlığı gibi sakıncalı alışkanların oluşmasına sebep olabiliyor. Ilık suya oturma banyoları, makatta ağrıyı azaltıp rahatlamaya yardımcı oluyor. Kişilerin özellikle yemek yerken ve yemek sonrası ilk 30 dakika içerisinde barsak hareketleri hızlanıyor. Bundan dolayı kabızlık şikâyeti olan çocuğun her yemekten sonra özellikle de sabah kahvaltısından sonra tuvalete oturma alışkanlığı kazanması gerekiyor. Tuvalet alışkanlığı oluşması için; çocuğun en az 10 dakika tuvalete oturtulması ve her tuvaletini yaptığında ödüllendirilmesi gerekiyor” tavsiyelerinde bulundu.

“Mevsimine göre kuru veya yaş kayısı, erik, armut, şeftali vb. her türlü sebze ve meyve tüketimi arttırılmalı” diyen Dr. Namık Kemal Akpınar, “2 yaşının altında süt alınıyorsa günde 2 su bardağını aşmamak, bol sıvı tüketmek, şekerli hamur ve hamur türevi yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Patlamış mısır lif oranı bakımından zengin bir içeriğe sahip olduğu için aralıklarla alınması gerekiyor.  Pek çok hastalıkta olduğu gibi kabızlık hakkında da halk arasında kulaktan kulağa aktarılan doğru bilinen yanlışlara dikkat etmek ve bu yanlışlardan kaçınmak gerekiyor. Sık fitil veya sabun kullanımı ve benzeri yöntemlerini değil, uzman doktorların tavsiyelerini dikkate almak gerekiyor. Tedavide kullanılacak ilaçlar doktorun önereceği dozlarda ve sürelerde kullanılmalı, rahat dışkılama sonrası ilaç tedavisi birdenbire değil aylar içinde azaltılarak kesilmeli” diye konuştu.

Kabızlığın yüzde 95 oranında başka bir hastalığın belirtisi olarak değil, beslenme ve tuvalet alışkanlıklarındaki hatalardan kaynaklı olarak oluştuğunu dile getiren Dr. Namık Kemal Akpınar, “Ancak yüzde 5 gibi düşük bir oranda da olsa, kabızlık başka bir rahatsızlık kaynaklı olarak da meydana gelebiliyor. Böyle durumlarda kabızlığın genel olarak tanımlanan belirtilerinin yanında ek bulgular kendini gösteriyor. Bu ek bulguları dikkatle takip etmek ve bir doktorla paylaşmak, kabızlığın altında yatan esas nedeni geç olmadan ortaya çıkarmak için büyük önem taşıyor” dedi.