EKONOMİ
31 Temmuz 2025, Perşembe, 17:00

Donald Trump yeniden Beyaz Saray’a döndüğünden beri küresel ticaret sisteminde büyük bir sarsıntıya yol açtı.

ABD Başkanı, 2 Nisan'da onlarca ülkeyi hedef alan sert ve "karşılıklılık esasına dayalı" olarak adlandırılan yeni gümrük vergilerini açıkladı.

Bu vergilerden birçoğu şu an için askıya alındı. O zamandan bu yana Trump, Birleşik Krallık, Vietnam, Japonya ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere bazı partnerlerle bazı tarife oranlarını düşüren anlaşmalar da duyurdu.

Ancak otomobiller ve çelik gibi bazı özel ürünler, Washington tarafından sektör bazlı yüksek tarifelerle hedef alındı ve ABD'nin ortalama gümrük vergisi oranı neredeyse bir yüzyılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Vergiler sonuç olarak, yurt dışından mal getiren Amerikan şirketleri tarafından ödeniyor. Bütün bunların etkisi BBC'nin haberine göre hem ABD hem de küresel ekonomi üzerinde farklı şekillerde hissediliyor.

Yale Üniversitesi'ndeki Bütçe Laboratuvarı'nın tahminine göre, 28 Temmuz 2025 itibarıyla ABD'nin ithalata uyguladığı ortalama fiili tarife oranı yüzde 18.2'ye ulaştı. Bu, 1934’ten bu yana görülen en yüksek oran.

Bu oran, Donald Trump'ın göreve dönmesinden önce, 2024'te yalnızca yüzde 2.4'tü.

Bu büyük artış, ABD hükümetinin gümrük gelirlerinde de keskin bir artış anlamına geliyor.

Resmi ABD verilerine göre, Haziran 2025'te gümrük vergilerinden elde edilen gelir 28 milyar dolara ulaştı. Bu, 2024'teki aylık gelirlerin üç katı.

ABD Kongre Bütçe Ofisi (CBO), Haziran ayında yaptığı bir açıklamada, 6 Ocak ile 13 Mayıs 2025 tarihleri arasında uygulamaya konan yeni tarifelere bağlı olarak, bu ek gümrük gelirlerinin 2035 yılına kadar olan 10 yıllık sürede ABD hükümetinin toplam borçlanmasını 2.5 trilyon dolar azaltacağını öngördü.

Ancak CBO, tarifelerin ABD ekonomisinin büyüklüğünü, tarifesiz senaryoya kıyasla küçülteceğini de belirtti.

Ayrıca, bu vergilerden sağlanan ek gelirlerin, Trump yönetiminin önümüzdeki on yıldaki vergi indirimleri nedeniyle kaybedeceği gelirleri telafi edemeyeceği öngörülüyor.

Donald Trump, ülkelerle arasındaki dış ticaret açıklarını, diğer ülkelerin ABD'den daha fazla mal satması ve daha az mal alması nedeniyle Amerikan çıkarlarının zarar gördüğüne dair bir kanıt olarak görüyor.

Vergilerin gerekçelerinden biri, ithalatı azaltarak ve diğer ülkeleri Amerikan mallarına olan engelleri düşürmeye zorlayarak bu dengesizliği düzeltmek.

Ancak şimdiye kadar Trump'ın ticaret savaşının öne çıkan etkilerinden biri, ABD'nin mal ithalatını artırmak oldu.

Bunun nedeni, ABD'li firmaların tarifeler uygulanmadan önce stok yaparak vergi ödemekten kaçınmak istemesiydi.

Bu arada ABD ihracatı yalnızca sınırlı bir artış gösterdi.

Sonuç olarak, ABD'nin mal ticaret açığı azalmadı, aksine büyüdü.

Mart 2025'te 162 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştıktan sonra Haziran'da 86 milyar dolara geriledi.

Stoklamanın yarattığı çarpıklık zamanla ortadan kalkacak olsa da, uzun vadede birçok ekonomist Trump yönetiminin toplam dış ticaret açığını azaltmakta zorlanacağını düşünüyor.

Çünkü bu açığın esas olarak diğer ülkelerin haksız ticaret uygulamalarından değil, ABD ekonomisinin yapısal dengesizliklerinden, yani ülke genelinde harcamaların üretimi sürekli aşmasından kaynaklandığını savunuyorlar.

Trump, Çin'e karşı cezalandırıcı gümrük tarifeleri uyguladı. Bunlar bir ara yüzde 145'e kadar çıktı.

Şu anda yüzde 30'a düşmüş olsa da bu ticaret geriliminin Çin'in ABD ile olan ticaretine etkisi büyük oldu.

2025'in ilk altı ayında Çin'in ABD'ye ihracatı, 2024'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 11 azaldı.

Buna karşılık Çin'in diğer ticaret partnerlerine ihracatı arttı, bu da Çinli firmaların başka ülkelerde müşteri bulabildiğini gösteriyor.

Çin'in bu yıl Hindistan'a yaptığı ihracat geçen yıla göre yüzde 14, AB'ye yüzde 7, Birleşik Krallık’a ise yüzde 8 arttı.

Trump yönetimi, Çinli firmaların Çin mallarına uygulanan tarifeleri aşmak için Güneydoğu Asya’da yeni üretim tesisleri kurup, orada üretilen bitmiş ürünleri ABD’ye ihraç etmesinden endişe duyuyor.

Bu tür "tarife atlama" (tariff jumping) uygulamaları Trump'ın ilk döneminde Çin güneş panellerine tarife koyduğunda da görülmüştü. Bazı ekonomistler, Çin'in ASEAN ülkelerine yaptığı ihracattaki artışın aynı fenomenle ilişkili olabileceğini düşünüyor.

KAYNAK:HABER7