DÜNYA
29 Nisan 2024, Pazartesi, 09:38

Amerika Birleşik Devletleri'nde Dışişleri Bakanlığı'nın kendi iç yazışmalarına göre, bazı üst düzey yetkililer, Bakan Antony Blinken'a, İsrail'in ABD tarafından sağlanan silahları uluslararası insani hukuka uygun olarak kullandığına dair verdiği güvenceleri "inandırıcı ya da güvenilir" bulmadıklarını bildirdi.

Bakanlığın iç yazışmalarına göre ise bazı yetkililerin İsrail'e destek verdiği görülüyor.

Başkan Joe Biden tarafından şubat ayında yayınlanan bir Ulusal Güvenlik Memorandumu (NSM) uyarınca Blinken, İsrail'in ABD silahlarını kullanmasının Amerikan veya uluslararası hukuku ihlal etmediğine dair verdiği güvenceleri inandırıcı bulup bulmadığını 8 Mayıs'a kadar Kongre'ye bildirmek zorunda.

Dışişleri Bakanlığı'na bağlı en az yedi birim, Bakan Blinken'a değerlendirme yazısı gönderdi.

Bu arada Kongre'ye sunulacak rapor için gönderilen notlar, İsrail'in Gazze'de uluslararası insani hukuku ihlal edip etmediği konusunda bakanlık içindeki bölünmelerin de bugüne kadarki en net ve kapsamlı resmini sunuyor.

Reuters'ın haberine göre ABD'li bir yetkili, "Bakanlıktaki bazı birimler İsrail'in verdiği güvencelerin kabul edilmesinden yana, bazıları reddedilmesinden yana, bazıları da herhangi bir pozisyon almadı." açıklamasında bulundu.

Bakanlık bünyesindeki "Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Bürosu", "Nüfus, Mülteciler ve Göç", "Küresel Ceza Adaleti" ve "Uluslararası Örgüt İşleri" gibi dört farklı birim tarafından ortaklaşa sunulan raporda, İsrail'in Gazze savaşını yürütürken uluslararası insancıl hukuka "uymamasından duyulan ciddi endişelerini" dile getirdi.

Dört büro tarafından yapılan değerlendirmede İsrail'in verdiği güvencelerin "ne inandırıcı ne de güvenilir" olduğunun altı çizildi.

Bu birimlerin başındaki yetkililer, İsrail'in Gazze'deki askeri eylemlerinin uluslararası insancıl hukukun potansiyel ihlalleri konusunda "ciddi soru işaretleri" yarattığını ifade etti.

Bunlar arasında, "korunan alanların ve sivil altyapının defalarca vurulması", "askeri avantaj sağlamak için sivillere verilen zararın vicdan boyutunu aşan derecede yüksek olması", "ihlallerin soruşturulması ya da sivillere verilen önemli zararlardan sorumlu olanlardan hesap sorulması için çok az adım atılması" ve "insani yardım çalışanlarının ve gazetecilerin daha önce görülmemiş bir oranda ve hızda öldürülmesi" yer alıyor.

Dört birim tarafından yapılan değerlendirmede ayrıca İsrail ordusunun "insani yardımları keyfi olarak kısıtladığını" belirttikleri 11 örneğe yer verildi.

Bu örneklerden bazıları ise şu şekilde;

"Tek bir 'çift kullanımlı' madde nedeniyle tüm yardım kamyonlarının geri çevrilmesi", "denetimlere getirilen 'yapay' sınırlamalar", "vurulmaması gereken insani yardım alanlarına yönelik tekrarlanan saldırılar".

Buna karşın ABD'nin askeri yardım ve silah transferleriyle ilgilenen Siyasi ve Askeri İşler Birimi'nden gelen bir notta ise Bakan Antony Blinken'e uyarıda bulunuluyor.

Bu uyarıda, ABD silahlarının askıya alınmasının İsrail'in hava sahası dışındaki potansiyel tehditleri karşılama kabiliyetini sınırlayacağı belirtiliyor.

İlaveten Washington'ın "bölgedeki diğer ülkelere yönelik devam eden ve gelecekteki tüm satışları yeniden değerlendirmesini gerektireceği" uyarısı yapılıyor.

ABD silah satışlarının askıya alınmasının İran ve ona bağlı milislerin "provokasyonlarına" davetiye çıkaracağını iddia eden birim, Kongre'ye rapor sunmaya hazırlanan bakanlığın içindeki çekişmeyi ve bölünmeyi de gözler önüne seriyor.

Zira bu departmanın yaptığı bildirimde İsrail'in verdiği güvencelere sadık kalıp kalmadığına neredeyse hiç değinilmiyor.

Reuters'a konuşan ikinci bir ABD'li yetkili, Antisemitizmi İzleme ve Mücadele Özel Elçisi Ofisi ve ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew'in, İsrail'in verdiği güvenceleri inandırıcı ve güvenilir olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Konuya vakıf bir kaynak, Dışişleri Bakanlığı'nın Hukuk Müşavirliği olarak bilinen hukuk departmanının, İsrail'in verdiği güvencelerin güvenilirliği konusunda "esaslı bir pozisyon almadığını" söyledi.

Kaynak: Euronews