EKONOMİ
08 Mayıs 2024, Çarşamba, 09:35

Türkiye'nin İsrail ile olan tüm ticari ilişkilerini durdurma kararı alması, bölgede geniş çaplı yankılar uyandırdı.

Türkiye'nin bu adımı, diğer Müslüman ülkeler arasında da benzer kararların alınmasına öncülük ediyor.

Gambiya'nın başkenti Banjul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 15. Zirvesi'nde, Türkiye'nin İsrail'in Gazze'deki eylemlerini durdurma çabaları ve bölgeye insani yardım ulaştırma konusunda attığı adımlar, zirveye katılan Müslüman ülkeler arasında dikkat çekici konular arasında yer aldı.

Türkiye'nin bu girişimleri, diğer ülkelere örnek teşkil ederek, bölgesel iş birliği ve destek için bir ilham kaynağı oldu.

Türkiye'nin uyguladığı yaptırımlardan ilham alarak, benzer önlemler alma yolunda ilerleyen 5 Müslüman ülkesinin, İsrail'deki limanlardan yük alıp taşıyan gemilere kendi limanlarında yanaşma yasağı getirme kararı almayı düşündükleri bildirildi.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail ile sınır paylaşan Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır dahil olmak üzere toplam 57 ülkeyi bünyesinde barındırıyor.

Bu teşkilatın üyeleri arasında yer alan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Irak ve İran gibi ticarette stratejik bir yere sahip ülkeler, İsrail ile yapılan ticareti durdurmada hayati önem taşıyor.

Özellikle Basra Körfezi'ne kıyısı olan bu ülkelerin limanları, Uzak Doğu'dan gelen ürünlerin İsrail'e ulaşımında merkezi bir konumda yer alıyor.

İsrail'e yönelik Husi saldırıları, İsrail menşeili yük gemilerine yapılan saldırılar sonucu, bölgeyi kan gölüne çeviren Tel Aviv yönetimi ve Batılı müttefikleri için ciddi endişeleri beraberinde getirdi.

Bununla birlikte, Türkiye tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlar daha fazla gündeme gelmeye başladı.

Türkiye'nin atılımları, ABD ve Avrupa medyası tarafından yakından takip edilirken Afrika ülkelerine de ilham kaynağı oluyor.

Geçen ay İsrail'e satışını durdurduğu 53 farklı ürün grubundan oluşan geniş bir yelpazeyi kapsayan Türkiye'nin bu adımları, hem ihracatı hem de ithalatı içerecek şekilde İsrail ile olan tüm ticareti durdurması örnek teşkil etti.

İsrail'in 7 aydır sürdürdüğü katliamlar, bölgeyi patlamaya hazır bir bomba haline getirdi.

Ateş hattına dönüşen Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden Akdeniz'e geçiş yapamayan ticari gemiler, rotalarını Afrika'nın en güney ucu olan Ümit Burnu'na çevirmek zorunda kaldı. Bu zorunlu güzergah değişikliği, hem zaman hem de enerji maliyetlerini 3-4 katına çıkararak Afrika kıyılarındaki limanların önemini artırdı.

Afrika'nın en güney ucunu dolaşan gemiler, yolculukları boyunca kıtanın doğu ve batı kıyılarındaki birçok limana yanaşmak zorunda kalıyor. Stratejik olarak önemli olan Afrika ülkelerindeki limanların İsrail'e yük taşıyan gemilere kapatılması, hem Tel Aviv yönetimini hem de onun destekçisi ülkeleri zor duruma düşürebilir.

İsrail'in Afrika ile ilişkilerini derinleştirmeyi amaçlayan son yıllardaki girişimleri, Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlarla sekteye uğradı.

2016'da başlatılan Afrika açılımı, Golan'daki işgal ve ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ABD'nin Kudüs kararına karşı yapılan oylamada İsrail için bir diplomatik felaketle sonuçlandı.

Gazze'deki katliamların derinleştirdiği Afrika'daki İsrail karşıtlığı, birçok Müslüman ülkenin limanlarını kapatmasına yol açabilir.

 

KAYNAK:beyazgazete.com