GÜNDEM
28 Ocak 2022, Cuma, 09:05

Necip Hablemitoğlu suikastının kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır’ın MİT operasyonuyla Ukrayna’dan getirildi. Sürece ilişkin yeni detaylar ortaya çıkarken, Bozkır'ın Can Dündar ilişkisi dikkat çekti.

Tarihçi-yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 20 yıl önce 18 Aralık 2002’de evinin önünde öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır, MİT operasyonuyla Ukrayna’da yakalanıp Türkiye’ye getirildi. Bozkır dün Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yakalandığını duyurduğu eski özel kuvvetler personeli olan Bozkır’a, FETÖ’nün karartmaya çalıştığı suikast dosyasının 2015’te raftan indirilmesiyle ulaşıldı.

OLAY YERİNDEN SİNYAL

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, 18 Kasım 2002 ve 20 Aralık 2002 tarihleri arasında Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu Çankaya-Portakal Çiçeği Sokak ve görev yaptığı Ankara Üniversitesi yakınındaki baz istasyonlarını kullanan telefonlar tespit edildi. Bozkır’ın telefonunun cinayet günü Hablemitoğlu’nun evinin yakınından sinyal verdiği, olay yerinde olduğu anlaşılan bir kişiyle görüşme yaptığı, sonra da telefondan sinyal alınamadığı belirlendi.

MERMİ ELE VERDİ

Başsavcılık, cinayette kullanılan silahtan çıkan mermi çekirdeği ve boş kovanı tekrar inceletti. Mermi ucunun kesilip içeri kıvrıldığı belirlendi. Bu yöntemin sadece özel birimler tarafından kullanılabileceği, cinayeti özel kuvvetler ya da özel harekat polisleri gibi eğitimli kişilerin işlemiş olabileceği ihtimali üzerinde duruldu. Ordu ve emniyetten atılan ya da ayrılanlar araştırıldı. Baz verilerinden çıkan eski özel kuvvetler personeli Nuri Gökhan Bozkır üzerindeki şüpheler arttı.

YURT DIŞINA KAÇTI

Tüm bu tespitlerin ardından 2015’te yurt dışına kaçan Bozkır hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. Ukrayna’da 10 Temmuz 2019’da gözaltına alınan Bozkır’ın Türkiye’ye iade süreci başlatılsa da sonuç alınamadı. Önce tutuklanan, daha sonra ev hapsine alınan Bozkır’ın bu süreçteki sığınma talepleri reddedildi. Bozkır, Ukrayna’da bulunduğu dönem FETÖ’ye ait medya organlarına röportaj verip Türkiye, Türk devlet kurumları ve devlet büyükleri aleyhine asılsız iddialarda bulundu.

DÜNDAR’LA İRTİBATLI

Türkiye’ye iade edileceği korkusuyla Romanya’ya kaçan Bozkır, mafya tarafından korundu. Bozkır’ın bu dönemde MİT TIR’larının durdurulması davasında hapse mahkum edilen FETÖ firarisi Can Dündar’la irtibatlı olduğu belirlendi. Soruşturma dosyasına giren bilgilere göre Dündar, hazırlayacağı belgeselde kullanmak üzere Türkiye’nin terörist gruplara silah gönderdiğine dair bilgi temin etmesi ve tanıklık yapması karşılığında Bozkır’ı destekleme vaadinde bulundu.

İHANETTE BİRLEŞTİLER

Bozkır ve Dündar, Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma sokmak için ihanette birleşti. Dündar, “Sınır Tanımayan Gazeteciler” isimli oluşumdan Marcus Bensmann ve Deutsche Welle görevlilerinden oluşan ekiple Zoom üzerinden yaptığı görüşmelerde Nuri Gökhan Bozkır’a, Türkiye’den gönderilen silah ve mühimmata ilişkin ticari bilgi ve belgelere ihtiyaç olduğu, Suriye’de birlikte çalıştığı görevliler ve Libya’ya malzemelerin nasıl gönderildiğine ilişkin sorular yöneltti.

YENİ KİŞİLERE ULAŞILABİLİR

Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, şüphelinin Türkiye’ye getirilmesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Yakalanması, soruşturma kapsamında ifade verecek olması son derece önemli. Yakalanan kişinin önemi göz önüne alındığında, ifadesinin ardından olayla ilgili başkaca kişilerin dosyaya dahil edilmesi sağlanabilir. Bu gelişmenin yıllar sonra suikastın aydınlatılmasına katkı sağlamasını umut ediyoruz.”

FETÖ VE DEAŞ BAĞI VAR

Nuri Gökhan Bozkır hakkında, Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından yakalama kaydı bulunuyordu. Şüphelinin Türkiye’ye iadesi için yoğun diplomasi yürütüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat devreye girerek Bozkır’ın iadesini istedi. Bozkır’ın Türkiye’ye getirildiğini duyuran Erdoğan, “Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu an ülkemiz yargısına hesap veriyor ve istihbarat teşkilatımızın buradaki yakın markajı, muhatapları ile olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatının yanında DEAŞ’a da silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi” dedi.